14 Kasım 2013 Perşembe

ENERJİ MERİDYENLERİ

Meridyenler, derinin yüzeyi boyunca devam eden yüzlerce minik ısı, elektromanyetik ve süptil enerji hazineleridir. Çin tıbbında akupunktur noktaları olarak bilinen bu enerji noktaları, iğnelerle veya fiziksel basınç uygulayarak enerjiyi açığa çıkarabilmek veya yeniden dağılmasını sağlayabilmek için tetiklenebilir.
Meridyenlerin akışı değişkendir ve yükselip alçalmaları mekanik cihazlarla olduğu gibi hassas kişiler tarafından da tespit edilebilir. Akupunktur noktaları derinin yüzeyinde bulunurken meridyenler bedenin derinliklerine doğru yolculuğa çıkar ve her bir organın ve kas grubunun içinden geçerek yolculuğunu sürdür.
Meridyenler her organı ve her psikolojik sistemi etkiler. Bağışıklık, sinir, endokrin, dolaşım, solunum, sindirim, iskelet, kas ve lenf sistemleri de buna dahildir. Her sistem en az bir meridyen tarafından beslenir. Meridyenler, bedenin kan dolaşımına benzer şekilde enerji dolaşımını sağlayarak, canlılık ve denge getirir, tıkanıklıkları giderir, metabolizmayı düzenler ve hatta hücrelerin değişiminin hızını ve formunu da belirlerler. Meridyenler üzerindeki akış, kan akışınız kadar önemlidir; hayatınız ve sağlığınız meridyenlere bağlıdır. Bir meridyenin enerjisi tıkandığında veya düzensizleştiğinde, beslediği sistem de tehlikeye girecektir.
Bedenimizde sağlı sollu on ikişerden yirmi dört meridyen vardır. Meridyenlerin geleneksel işlevleri nakil (akciğer ve kalınbarsak meridyenleri), düzenleyicilik (dolaşım-cinsiyet ve üçlü ısıtıcı meridyenleri), belirleme (karaciğer ve safrakesesi meridyenleri), özümleme (dalak ve mide meridyenleri), farkındalık/bilinç oluşturma (kalp ve incebarsak meridyenleri) ve su metabolizmasıdır (böbrek ve mesane meridyenleri). Ayrıca her meridyen hizmet ettiği ana organla veya sistemle adlandırılır: Dolaşım-cinsiyet, kalp, mide, üçlü ısıtıcı vb gibi.
Bunların dışında, merkez meridyenle (Ren kanalı) yönetici meridyen (Du kanalı) de vardır.Merkez ve yönetici meridyenler aynı zamanda garip akışkanlar olarak da kabul edilir. Diğer on iki meridyen, birbirine bağlanarak bir zincir meydana getirir.Merkez ve yönetici meridyen, çevreye doğrudan açıktır. Etrafımızı saran enerjiler bu meridyenlerden girip çıkabilir. On iki meridyen ile merkez ve yönetici meridyen, meridyen sistemini meydana getiren başlıca unsurlardır.
Yönetici Meridyen
Cinsel organla anüs arasındaki Hui Yin noktasından başlar, düz bir çizgi halinde başın tepesine çıkıp alından ve burun üzerinden geçerek üst dudakta biter. Bütün yang kanallarını yönetir, bu nedenle “yang kanalları denizi” adı verilir. Beyin, omurga, karaciğer, böbrek ve rahimle de ilişkilidir.
Bu meridyende dengesizlik başgösterdiğinde omurga sertleşir, sırt ağrıları, diş hastalıkları, baş ağrısı, ruhsal tutarsızlık, iktidarsızlık, erken boşalma, kısırlık, kalınbarsağın son kısmında sarkma gibi sorunlar ortaya çıkar.
Bu meridyen uyarılarak akıl hastalıkları, nöropati, kalp-damar hastalıkları, idrar yolu hastalıkları, cinsel hastalıklar, bel ve sakral bölgedeki hastalıkların yanı sıra baş, boyun sorunları ve geçtiği bölgelerdeki iç hastalıklarına şifa verilir.
Merkez Meridyeni (İşlevsel Kanal – Du Mai)
Cinsel organla anüs arasındaki Hui Yin noktasından başlar, düz bir çizgi halinde alt dudağın altında biter. Bedendeki bütün yin kanallarını yönetir, bu nedenle “yin kanalları denizi” adı verilir. Kadınlarda hamilelikten ve ceninin beslenmesinden sorumludur.
Bu meridyendeki dengesizlikler fıtık, kadınlar beyaz akıntı, karnın alt bölgesinde yumrular, düzensiz ay halleri, düşük, kısırlık, spermlerde azalma, boğaz ağrısı vb olarak ortaya çıkabilir.
Bu meridyen karın bölgesi, göğüs, boyun, baş, yüz hastalıklarına ve geçtiği bölgelerdeki iç hastalıklarına şifa verirken kullanılır.
Duyguların enerji bedene etkileri
Coşku kalp ile bağlantılı bir duygudur. Coşku duygusunun tam tersi duygular kalp ve akciğer fonksiyonlarını etkileyebilir. Kalp sorunlarının olası zihinsel nedenleri arasında, çoğunlukla sevgi alış verişinin engellenilmesi, kalbin endişe keder gibi duygularla yorulması gibi etkenler yer alır. Coşku duygusu negatif iken, zihinsel dağınıklık oluşur. 
Dehşet duygusu ve beraberinde panik duygusu kalbi etkiler. Hızlı kalp atışı zihinsel telaş ve soğuk ter belirgin özellikleridir. Psikiyatride panik bozukluk ‘panik atak’ olarak tanımlanır. 
Endişe duygusu dalak üzerinde etkisini gösterir. Bu problem üzerine aşırı düşünmek sıkıntı hissetmek dalak enerjisini bloke eder. Depresyon huzursuzluk iştah azalması, yorgun kol ve bacaklar, karın şişliği ve bayanlarda adet dönemi bozuklukları olarak ortaya çıkabilir. 
Üzüntü ve Yas akciğerlerin enerjisini bozar ve solunum sıkıntıları ortaya çıkabilir. Örneğin bronşit, astım gibi sorunlar sevilen birinin kaybedilmesiyle ilişkilendirilebilir. Ve bireyin kendisini bastırılmış boğulmuş hissetmesi, bireysel bağımsızlığını hissedememesi durumlarında ortaya çıkabilir. Göğüsten gelen derin öksürükler mutsuzluğun göstergesi olabilir çünkü ciğerlerdeki enerji sıkışmıştır. 
Korku böbreklerin temsil ettiği bir duygudur ve sırt ağrıları idrar yolları problemlerine yol açabilir ve yalnızlık duygusunu körükler. 
Öfke karaciğerin enerjisini bozar. Baş ağrıları, baş dönmesi, sırt ağrıları şeklinde etkisini gösterebilir.  
Meridyenler ve ilgili organları 
AKCİĞER MERİDYENİ: Havadaki Ch’i enerjisini alıp, vücuda dağıtmasından sorumludur.
Akciğer meridyenindeki dengesizlik; astım, öksürük, göğüste tıkanıklık gibi solunum yolları rahatsızlıkları olarak tezahür eder. 
KALIN BAĞIRSAK MERİDYENİ: Bedene giren besin maddelerinin işlendikten sonra atılmasını arındırılmasını sağlar. Bu meridyendeki tıkanıklık mide ağrısı, kabızlık, ishal, gaz, parmak uçlarında soğukluk olarak tezahür edebilir. Kalın bağırsak meridyenindeki tıkanıklık kişiyi psikolojik olarak rahatsız eder ve sık soluk alıp verme motivasyon kaybı gibi durumlar yaşanabilir. 
İNCE BAĞIRSAK MERİDYENİ: Dışarıdan bedene giren besin maddelerini alır ve bunları kullanılabilir duruma getirir. Kalp meridyeninin enerjiyi karnın alt bölgesine tutmasına yardım eder. Öfke, şok, keder gibi duygular da karnın alt kısmında toplanır. Bu durumda sırtın alt bölgesinde ağrı baş gösterir ve kadınların ayakları üşür. Bu meridyen yumurtalıkların çalışmasıyla ve ay halinin düzenli olmasıyla ilişkilidir. 
MİDE MERİDYENİ: Mide hazımdan sorumludur. Bu meridyendeki tıkanıklık, yorgunluk zayıflık tiroid problemleri, göğüste kist, fıtık, kabızlık, apandisit, pankreas dalak safra kesesi sorunları yumurtalık sorunlarına yol açabilir. Bacak ağrıları varis boyun ve omuzun sertleşmesi, bacakların ağır gelmesi, diz altının üşümesi, çok esnemek ve çabuk yorulma olarak tezahür edebilir. 
DALAK-PANKREAS MERİDYENİ: Dalak kanın oluşumu ve düzgün akışından sorumludur. Kullanılmış kırmızı kan hücrelerini yok edip zararlı bakterileri nötralize eden yapılar oluşturur. Bu organdaki dengesizlik, zayıf adaleler, renksiz ve kuru dudaklar, göğüste kist, kol altı lenflerinde şişmesi, mide ağrısı, rahimde kist, aybaşı sorunları, fıtık, bacak ve diz ağrıları gibi rahatsızlıklara neden olabilir. Dalak meridyeni vücuttaki sıvının dengesinde rol oynadığı için, ödem yani fazla sıvının vücutta birikmesi bu meridyenintıkanıklığından kaynaklanabilir. Psikolojik olarak kişi çok düşünür ve endişeye kapılabilir ve açlık hissedebilir. 
KALP MERİDYENİ: Kalp ve ince bağırsak meridyenleri eş meridyenlerdir. Kalp kanı ve damarları idare eder, kan dolaşımını düzenler. Kalp meridyenindeki dengesizlikler sinirsel gerilim olarak ortaya çıkar. Bu meridyendeki tıkanıklık; kolun iç tarafından ağrı, uyuşma, el küçük parmağında ağrı veya tutukluk, uykusuzluk unutkanlık mantıksız hareketler gibi sorunlara yol açabilir. 
MESANE MERİDYENİ: Mesane meridyeni böbrekleri uyarmada ve düzenlemede sorumludur. Mesane meridyenindeki dengesizlikler baş gösterdiğinde büyük sinirsel gerginlik yaşanır ve kişi aşırı tepkiler verebilir. Sırtın altındaki kaslar genellikle sertleşir. Bu meridyendeki tıkanıklık baş ağrısı, omurilikte tutukluk, ense ve bel ağrıları, varis, bacaklarda kramp ve adalelerde kasılma gibi durumlar yaşanabilir. 
BÖBREK MERİDYENİ: Böbrekler Ch’i enerjisinin depolandığı yerdir. Bu enerji vücuda hayati faaliyet ve canlılığı sunar. Böbreklerin iyi çalışmaması toksinlerin birikmesine kan dolaşımının iyi yapılmamasına sebep olur. Bu meridyendeki tıkanıklık yüksek tansiyon, akciğerlerde tıkanıklık, mesane sorunları, kasıklarda egzama ve mantar, cinsel sorunlar, kısırlık, varis, şiş ayak bilekleri durumlarına yol açabilir. 
KARACİĞER MERİDYENİ: Bu organ Ch’i enerjisini ve kanı her yöne yollar. Bu meridyen sinir sistemini kontrol ettiğinden, enerji meridyenindeki dengesizlik; depresyon kızgınlık gibi psikolojik sorunlara yol açabilir. Hayata gösterilen ilgi ya da ilgisizlik bu meridyenle ilişkilidir. Karaciğer meridyenindeki dengesizlikler sonucunda güç kaybı, aşırı yorgunluk huysuzluk, aşırı duygusallık, baş gösterebilir. Gözler parlaklığını kaybeder. Prostat, testis sorunlarına yol açabilir. 
SAFRA KESESİ MERİDYENİ: Bu meridyendeki tıkanıklık şakaklarda ağrı, boyunda ağrı ve tutukluk, omuz ve kasıklarda ağrılar, diz sorunları, kalçadaki artrit ağrısı gibi sorunlar oluşabilir. 
HORMON MERİDYENİ: Çinlilere göre bütün organlar bu meridyen tarafından korunduğu gibi, vücut sıcaklığı dengesi bu meridyenin görevlerinden biridir. Bu meridyendeki tıkanıklık, gözün arka kısmında ağrı, kulaklarda sorunlar, omuz ağrısı, kollarda tutukluk ve ağrı gibi rahatsızlıklara yol açabilir. 
KAN DOLAŞIMI/ PERİKARD MERİDYENİ: Bu meridyenin görevi, kalbi fazla yorulmaktan korumaktır. Stresin etkileri kalbe gitmeden önce bu zarda kendini belli eder. Bu meridyendeki zayıflık, kol altlarında acı ve şişkinlik, dirseklerde egzama, siğil ve beyaz lekelere neden olabilir.
Bir meridyendeki enerji dengesi bozulduğunda, başka meridyenlerden enerji çekilimi olduğu için, bu diğer meridyenlerin dengesine de etkiler. Kişisel düzeyde fiziksel sağlığımız için, reiki, yoga, meditasyon, dua, zikir çalışmaları yapabiliriz. Kozmik bilim açısından namaz da enerji bedenimiz için gerekli enerji takviyesi yapma amaçlıdır.
Bütün sembollerin derinliği, hafıza ve boyutu vardır. Onlar dümdüz ve basit değillerdir. Herşey gibi onlar da Tanrı'dan bize hediyedir. Sembollerin sistemi oldukça basittir ve iyi çalışır. Bir sembol, sizde çalışmıyorsa, düzeltmeye, değiştirmeye çalışmayın, serbest bırakın gitsin. Ama çoğu herkeste çalışır, faydalıdır. Burada size binlerce yıldır, milyonlarca kişi tarafından kullanılmış bazı genel, hiçbir sisteme ait olmayan sembolleri göstermeye çalışacağım. Çizdiğimiz her sembolle , şifayı çağıracağız. Şifa gerçekleşince hakkında konuşmayın, bırakın öyle devam etsin, dillendirmeyin. Eğer başkasını şifalandırdıysanız, neler hissettin, nasılsın şimdi vs demeyin. Konuşmayı yalnızca şifa verdiğiniz sürede yapın, şifa bittiğinde artık bu konuda daha konuşulmaz. İç sesiniz şifa yapımı sırasında, müzik, tütsü, kristal, şifalı otlardan yardım almanızı söylerse onları da kullanın. Tok karnına şifa çalışmayın, yemeğinizi şifadan sonra alın. Şifacı yalnızca bir aracıdır, bunu unutmayın, şifa Tanrı'dan gelir ve iyi aracı olursanız, etkili şifa alırsınız. Tanrı ile bağlantınızı şifa sırasında çok iyi kurun ve şifa verdiğiniz sürece bu bağlantıyı kopartmayın, işin püf noktası buradadır. Semboller şifa vibrasyonlarını arttırmada ve Ana kaynağa bağlanmada çok iyi aracılardır. Sanki bir elektrik düğmesi gibi etkilidirler. Binlerce yıldır milyonlarca insan tarafından kullanılan yüzlerce değişik sembol vardır. Sembolü çizdiğinizde, o sembolü kullanmış bütün varlıkların enerjisi şifa alana akmaya başlar.

Birinci Sembol: Sol avuç içine çizin, talebinizi Tanrı'ya iletin ve talebinizin gerçekleşmesi için enerjinin akışını yönlendirin. Diğer çizeceğiniz semboller bu ilk sembolün enerji dalgası üzerinde hareket edecektir. Gözleriniz kapalı iken, gözünüzün önünde sembolü 1 dakika canlandırın. İlk zamanlarda, bu 1 dakika içinde sembol şekil değiştirebilir, ama siz bilinçli olarak sembolün şeklini değiştirmeyin. Bilinçsiz olarak değişirse onu eski durumuna getirmeye çalışın. Şekli unuttu iseniz, gözlerinizi açıp sembole bakın tekrar. Gittikçe daha kolay yapmaya başlıyacaksınız. Sol el size sembolü ve şifa enerjisini getirecek.

İkinci Sembol: Sağ avuç içine çizin, bu sembol şifa sırasında kullanılan tüm sembollerin enerjisini içinde barındırır ve saklar. Sağ el kalpten gönderilen, sevgi dolu enerjiyi taşır, ki bu sevgiyi her verdiğiniz nefesle şifa verdiğiniz kişiye veya kendinize de gönderirsiniz. Sembolü 1 dakika gözünüzün önünde canlandırın. Bu sembolü kullandıkça Guaranis Şamanların ruhu size aracı ve yardımcı olur ki, onların kocaman elleri, ışık ve enerjiyi size taşır.

Üçüncü Sembol: Birinci ve ikinci sembolleri sol ve sağ avuç içlerinize çizin. Bu sembolü şifa göndermek için kullanın ve altın rengi ışığı parlayan bir top gibi gözünüzün önünde oluşturun. Sol elinizden dalga dalga gelsin ve sağ elinize aksın bu ışık. Gözünüzde bu görüntüyü tutun, gözler kapalı iken. diğer sembolleri de bu ışık seline katabilirsiniz. İşık selini göz seviyenize çıkartın, tüm bedeninizi bu ışık ile doldurun, yıkayın ve tüm travma, blokaj, hastalıkları bu ışık ile ayaklarınızdan temizlenmek üzere yeryüzüne gönderin, bedeniniz yalnızca bu ışık ile dolsun.
Reiki Sembolleri
Reiki sembolleri Usui Reiki 2 eğitiminde öğretilir. Bu aşamada 3 adet sembolün tarifi, kullanımı, çizimi öğretilir. Reiki 2 eğitimi almış bir kişi öğretilen 3 sembolü ezbere yazabilmelidir. Semboller yardımıyla akıtılan enerji, niyete daha iyi odaklanabilindiği için kuvvetlendirilir, zaman ve mekandan bağımsız olarak çalıştırılabilir. Bunlar Dr. Mikao Usui tarafından yıllarca süren çalışmalar sonucu Sutra’ larda bulunmuş binlerce yıllık kutsal formüller ve bazı Japonca kanji harfleri ile yazılmış kelimelerdir. Şifa sembollerinin çoğu Tibet orijinli olup, manastırlardaki kutsal kitaplardan elde edilmişlerdir. Binlerce yıldan beri bu bilgiler öğretmenden öğrenciye geçmiş ve kaybolmaması için özenle korunmuştur.
Takata Sensei sembolleri öğrencilerin kağıda çizip saklamalarına izin vermez, derste öğrenmelerini ve bir yere yazmamalarını isterdi. Ancak son zamanlarda birçok reiki hocası bunu değiştirmiştir, sembolleri kağıt üzerinde yazılı olarak öğrencilerine vermeye başlamışlardır. Takata Sensei sembolleri saklama nedeni olarak yanlış insanlar tarafından başka amaçlar için kullanılmalarını önlemek olduğunu söylerdi, ancak reiki yanlızca iyilik için kullanalabileceğinden bu şüphe yersizdir. Ayrıca eğitimleri yanlızca sözlü olarak yapmak, bilgilerin bir süre sonra unutulup gitmesine neden olabilir. Yazılı bir kaynak her zaman göz önünde olduğundan kolay kolay unutulmaz. Reiki 1 eğitimi sonrası, görerek ve bilinçli kullanmadığınız halde, semboller hocanız tarafından auranıza yerleştirildikleri için, şifa çalışmalarınızda size yardımcı olurlar. Reiki 2 eğitimi sonrası ise, artık onlar uyumlama ve görsel öğrenme yoluyla da sizin bilinçli kullanımınıza açık, kendi sembolleriniz olmuştur.
Semboller reiki enerjisini taşıyan anahtarlardır. Reiki 2 ye uyumlanmamış kişilerin bu sembolleri bir yerlerde görseler dahi kullanmamaları, hatta denemeye bile kalkmamaları gerekir. Reiki 2 eğitimi bu sembolleri kullanabilmek için bir izindir aynı zamanda.
Sembollerin çizimleri arasında bazı farklılıklar olabilir. Herkesin el yazısının farklı olduğu halde okunabilmesi gibi, semboller farklı çizilse de anlamı ve içeriği değişmez. Her öğrenci için doğru sembol, hocası tarafından uyumlaması yapılan ve çizimi öğretilen semboldür. Sembollerin çizimi, zihinde bütün olarak canlandırma, zihin yoluyla çizme, avuç içi, ya da 5 parmak ucuyla havada yazarak yapılabilir. Avuçlarımızın içine sembolü çizeriz, ismini 3 kere söyleriz ve ellerimizin içine bu sırada hafifçe 3 kere vururuz. Tedavi sırasında harekete geçmeleri ve bize şifa verirken yardımcı olmaları için niyet ederiz. Şifaya başlamadan önce 1 kere avuç içlerine sembolleri çizip, mantralarını söyleyip şifanın sonuna kadar bu şekilde devam etmemiz de mümkündür. İstersek her el pozisyonu değiştirmemiz sırasında yeniden sembolleri çizip harekete geçirebiliriz. Sembolleri tedavi ettiğiniz kişinin çakralarına da çizebiliriz. Sembolleri tedavi ettiğimiz kişinin taç çakrasına çizip, şifa seansı sırasında oradan kalbine akmasını ve ihtiyaç gerektiren yerlerine giderek tedavi etmesini de niyet edebiliriz.
Temel olarak, tedavi sırasında ihtiyaç duyduğumuz yerde ve zamanda sembolleri çizerek harekete geçirebiliriz. Elimize çizmek istemiyorsak aklımızda canlandırırız ve bu sırada 3 kere sembolün adını tekrarlarız veya elimizin baş parmağı ile işaret parmağı arasında sembolü gözümüzde canlandırırız, bu sırada ismini 3 kere söyleriz. Her sembol çizildikten sonra üç kez mantrası (ismi) söylenerek etkisi açığa çıkarılır. Bunlar sembolleri harekete geçirmek için birkaç yol, mühim olan niyetinizi harekete geçirmektir yani niyet şifacılıkta en önemli şeydir. Eğer siz sembolleri başka şekilde kullanmak isterseniz, rehberleriniz başka yol gösterirse o da olur ama niyetinizi ve isteğinizi mutlaka çok kuvvetli olarak Tanrı’ya bildirin.
İlk Sembol: Cho Ku Re
İlk sembol, “güç” olarak adlandırılan “Cho Ku Rei”dir. Anlamı evrenin, büyük yaratıcının veya Tanrı’nın tüm gücünü buraya koy, yeryüzünde şifa istenen bu noktaya indir, odakla demektir. Başlangıç sembolü olduğu ve diğer sembolleri harekete geçirdiği için çalışmayı başlatan düğme gibidir. Reiki’nin gücünü arttırmak ve şifa enerjisini özel bir bölgeye odaklamak için kullanılır. Negatif enerjiden arınmamızı ve pozitif enerji alanı oluşturur. Spiral kısım çizerken dik çizgi ile kesiştiği her noktada Cho Ku Rei denilmelidir. Sembolü 1 kere çizdiğimiz zaman, toplam 3 kere de Cho Ku Rei dememiz lazımdır. Sesli veya sessiz söylenebilir. Spiralin saatin dönüş yönünde veya saatin dönüş yönüne ters şekilde çizimleri vardır. Bazı Reiki Masterleri, kuzey Kutbunda ve Güney Kutbunda suyun ters yönde akması nedeniyle, sembolün her iki kutupta değişik yönde çizilmesini isterler. Bazı Masterler da, bir yerden vidayı çıkartmak istersek, saatin ters yönünde çevirmemiz gereklidir, hastalıkları da vücuttan çıkarıp atmak istiyorsak spirali saatin dönüşüne ters olarak çizmemiz gerekir derler.
Bizim güç sembolünü çizerken spirali saatin ters yönüne doğru çizme nedenimiz, hastalıkları vücuttan sokup çıkartmaktır ve atmak içindir. Bir evi, odayı pozitif enerji ile doldurmak, ışıkla bezeyip, kutsal mekan haline getirmek istersek, 4 duvara, tavan ve tabana bu sembolü çizebilir, mekanı negatif enerjilerden temizleyebiliriz veya bir işe başlarken bu sembolü elimizle havaya çizer başlarsak, ortamı pozitif enerji ile yüklemiş oluruz. Bu işlemi işyerimizde veya okulda da uygulayabiliriz. Kendimizi, sevdiklerimizi, evimizi, arabamızı, değerli eşyalarımızı korumak için de bu sembolü kullanabiliriz. Arabaya bindiğimizde direksiyona çizer ve yola çıkarsak, kazalardan korunmamızı sağlayabiliriz. Bu sembol her işin başlangıcında kullanıldığında temizleyen ve güç veren anahtar ödevi görür. Güç sembolü şifa seansi sırasında başta enerjiyi kuvvetlendirip, daha iyi odaklamak, bitimde ise iyileştirici şifa enerjilerini sıvamak, dışarı sızmasını önlemek için kullanılır.
İkinci Sembol: Sei He Ki

İkinci sembol, Sei He Ki olarak adlandırılan “mental” semboldür. Tanrı ve insanlık bir oldu anlamına gelmektedir. Bu sembol, ruhsal, duygusal ve zihinsel şifa verir. Beynin içindeki enerjiyi dengeler, barış ve uyum getirir… Duygusal bütün problemlerde, utangaçlık, öğrenilen şeylerin kolay akılda tutulamaması ve ruhsal sorunlarla ilgili istenmeyen alışkanlıkların giderilmesi gibi mental problemler için kullanılır. Bu sembol eskilerden gelen negatif şartlanmaların ruhsal tedavisinde de etkili olarak kullanılabilir. Sinir, korku, depresyon, kızgınlık, öfke, kıskançlık, kendini kötü hissetme, tırnak yeme, istenmeyen tikler, sigara tiryakiliği, alkolizm, aşırı yeme veya yememe gibi zihinsel ve duygusal problemlerin giderilmesinde etkilidir. Karşınızdaki insandan negatif enerji aldığınızı hissediyorsanız, o kişi ile aranıza Sei He Ki çizerseniz, artık o kişinin enerjisi sizi etkileyemez, kendinizi korunma altına almış olursunuz.
Sei Hei Ki ile kristallerinizi temizleyebilir, kendinizi ilaçların yan etkilerinden koruyabilirsiniz. Bunun için Reiki 2 ye inisie olmuş olmanız ve sembolü kullanmaya yetkinizin olması yeterlidir. Elinizle sembolü kristal, ilac, yiyeceğiniz veya içeceğiniz şeyin üzerine çizer, sizin için en yüksek şifayı sağlamasını diler, en yüksek hayrınıza enerji gönderirseniz, 2. sembolü en faydalı biçimde kullanma şansına erişirsiniz. Kaybettiğiniz herhangi bir şeyi bulmanızda da 2. sembol çok yardımcıdır.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı gibi 1. sembol daha çok fiziksel bedende, 2. sembol daha çok ruhsal bedende çalışır, şifa verilmesine yardım eder, niyetimize daha iyi odaklanmamızı sağlar.
Üçüncü Sembol: Hon Sha Ze Sho Nen

Üçüncü sembol, Reiki’nin uzaktan şifacılıkta kullanılan, Reiki’yi zamandan ve mekandan bağımsız çalıştıran, Hon Sha Ze Sho Nen olup, bu sembol uzaktaki bir kişiye, geçmiş veya gelecek zamana şifa enerjisi göndermemizi sağlar. “Ne geçmiş, ne bugün, ne de gelecek” anlamını taşır, diğer bir manası da “Benim ve senin içindeki yüksek benlik, uyum ve barışı yükseltmek için bir olsun”dur. Reiki enerjisini odanın öbür ucuna gönderebileceğimiz gibi dünyanın öbür ucuna, geçmiş veya gelecek zamana da gönderebiliriz. Bu sembol dokunarak tedavi edemediğimiz fiziksel ve zamansal olarak erişemediğimiz durumlarda kullanılır. Uzaktan veya başka zaman dilimine yapılması gereken şifa uygulamaları bu sembolün kullanımı ile gerçekleştirilir.
Kolayca etrafımızda bulabileceğiniz bir bebek, ayı, yastık veya kişinin fotoğrafı ile veya akılda kişiyi canlandırarak ve 3. sembolü tekrar ederek uzaktaki bir kişiye reiki gönderebiliriz. Bir şehrin, ülkenin, dünyanın bir yerine, hatta evrene bu sembol yardımıyla Reiki gönderebiliriz. Belli bir zaman sonra olacak bir olay için reiki gönderip, bizi gelecekte o olayın oluşu sırasında reikinin desteklemesini isteyebiliriz. Örneğin ileride gerçekleşecek önemli bir olaya, sınav, toplantı, ameliyat, doğum gibi olaylara, Reiki gönderip, olayın oluştuğu zaman diliminde Reiki enerjisinin bizi sarıp sarmalamasını sağlayabiliriz. Reiki enerjisini haftalar, günler öncesinden o önemli olay için bir pil gibi depolayabiliriz.
Keza başımızdan geçmiş kötü bir olayın etkilerini azaltmak için geçmiş zamana da reiki gönderebiliriz. Bu olay birkaç gün önce olmuş bizi gerçekten üzen ve yaralayan bir olay olabileceği gibi, yıllar önce olmuş, unutamadığımız ve hatırladığımızda kalbimizi acıtan bir olay da olabilir. Olmuş bir olayı yok etmemiz düşünülemez ama Reiki ile o olayın bizde bıraktığı derin izler silinebilir ve bizi daha fazla üzmemesi sağlanabilir. Bu şekilde o olaya Reiki göndermemiz de 3. sembolle gerçekleşir. Uzaktan şifa gönderirken sevgi göndermek, sağlıklı ve iyi durumda olduğunu düşünmek, ışık göndermek, dua etmek gibi yöntemler kullanılabilir. Enerji gönderirken kişinin kendinden veya yüksek benliğinden izin almak gereklidir.

13 Kasım 2013 Çarşamba


                                                                     RUHSAL ŞİFACI OLMAK

Ruhsal Şifacı Olmak Hayatımızda,mucize yoksa birşeyler yanlış gitmiştir. Ben hazırım zihnimin ve bedenimin şifası için hazırım. Beyin olumlu düşünmediği sürece hastalıktan kurtulamayız. Rutubetli duvara boya yapılamaz.içimizde ki problemler dışta kendini belli eder. Hastalığımızın sebebi enerji “PRANA” sistemimizin bozukluğudur. İlaçlar ve bioenerji geçici tedavi eder. TERKETMEK: Af ederek kucaklaşarak alışkanlıklarımızın farkına varır onların bize ait olmadığının sadece refleks olduğunu algılar ve terk ederız. Gönülden ve ne istediğini bilmek. Takip gücü:İRADE geliştirme konsantrasyonu arttırmak Yoga ve meditasyon ile mümkündür. M.S. 11 inci yüzyıl kadar eskilerde melankolik kadınların mutlu kadınlara göre kansere yakalanma oranlarının daha fazla olduğunu gözlemlenmiş. Acaba kanser araştırmalarında harcanan paralar boşa sarfediliyor olmasın? RUHSAL dediğimiz olaylar %50 lik bir gözden kaçan gerçeği ortaya koyar. PSİKOESTETİK: Şeklin ötesindeki şeklin gizlediği güzellik Psikoestetik değişim insanın kendinde başlar. Kendini sevmeyen başkasını da sevemez. İnsan yüce bir enstrumandır. Amacı: Birlik, farkındalığına ulaşmak, ilahi yasayı öğrenmek, gerçeğin ne olduğunu bilmektir. İnsan öz varlığını tanımadan yaratılıştaki sırlara yolculuk etmeden acı, ve ıstıraplardan kurtulamaz. Kendini bilen evreni bilir. Evreni bilen Tanrı’ yı bilir. Tüm öğrenimler, eğitimler gerçek varlığımıza ulaşmak içindir. Akupressür, Refleksoloji, Reiki, Şhiatsu şifayla yapılan bir tekniktir diğerleri gibi…Bazı şifacılar uyurken zihinlerinin vücutlarını terk ettiğini diğer insanları uzaktan iyileştirebildiklerinin hastalarının uyarılarıyla farkına varmışlardır. Diğer şifacılarda bazı çevrelerin zararlı frekanslarla hastalığa yol açıcı olduğunu ya da hastalığın fiziksel kimyasal veya gürültüden kaynaklanabileceğini söylüyorlar. Hıristiyan bilimciler şifacılık alanında bütün iyileştirmelerde Tanrı’ya yakınlaşmanın önemine işaret ederler. Şifa bulma onların iddiasına göre Tanrı’nın insanlara olan merhametinin bir delilidir. İman önemli bir değerdir. Bilimsel araştırmalara göre Tanrı-Merkezli zihnin maddeye üstünlügüne dayanan şifa metodunun gerçekten işliyor görünmesidir. Amerikan hayat sigortası şirketleri de böylesi az sağlık riski olan bu kişilere daha düşük sigorta primi uygulamaktadırlar. O halde ister kendiniz için yaptığını bir şey olsun ister size yapılan olsun şifa verme yaygın olarak uygulanmakta ve oldukça başarılı olmaktadır. Fakat hiçbir şifa verme biçiminde hiçbir zaman şifa dağıtanın aslında kendisi olduğunu iddia etmemelidir. Şifacı ilahi sistemin Karma’nın efendileri dediğimiz şifacı yüce varlıkların kanalı ile aracı olan bir hizmet görevlisidir.Tanrı’nın Evrensel hayat gücünün etki ettiği bir vasıtadır. Manevi şifacılık çok kişisel çok doğal bir şeydir. Herkes yapabilir hepimizde bu potansiyel mevcuttur. Her şifacının kendine özgü bir uygulama şekli vardır ve hepsi içgüdüsel olarak davranırlar. Bazı şifacılar hastaların başına diğerleride rahatsızlık olan bölgeye dokunmaktadır. Bazıları parmaklarını kullanırken diğerleri el ayalarını, bir bölümü ise dokunmaya bile ihtiyaç duymadan şifa verir. Temas etmeden şifa verme (absent healıng) kanıtlanmıs bir fenomendir ve düşünce aktarımı yoluyla etki etmektedir. Şifacı tamamen kendini gevşetip olabildiğince pasif kalmaya çalışır ki iyileştirici güçler üzerinden harekete geçebilsinler. Genellikle hastanın vücudunun yardıma ihtiyaç duyan bölgesini düşünür aldığı enerjileri o bölgeye sevk eder. Şifacının elleri sıcağı soğuğu veya batma karıncalaşma gibi belirtileri hisseder. İşte bu yüzden hasta genellikle şifacıdan aktarılan enerjileri hissetmekte ve bu esnada çekilen kirlian fotoğraf tekniği ile çekilen resim hastaya akan enerjiyi göstermektedir. Herhangi bir durumda elle şifa vermenin ne kadar hızlı cevap vereceği bilinmez, bu kişiye göre değişir. Çok ciddi durumlar günlük tedavilere ihtiyaç doğurabilir ama genellikle şifanın bir hafta arayla yapılması yeterli olmaktadır. Metot şifacının gücüne bir de hastanın talimatlara uymasına bağlıdır. İyileşme sürecinde kişi çok sakin olmalı bu süreçte hiç bir şeyin araya girmemesini sağlamalıdır. Bazen dua meditasyon nefes alma egzersizleri ya da iyileştirici güçlerden şifa almak için bir takım ritullere, ayinlere uymak gerekir.Şifa bulma pratisyen için çok yorucu olabilir ve bazen iyileştirme sırasında kendisi de ağrı duyabilir. Hasta çok rahatlayabilir hatta uykusu bile gelebilir uyur, o sırada pozitif telkin verilmeli. Az sayıda hasta duygusal olarak rahatsızlık duymakta ya da iyileştirmeden dolayı duygusal boşalım yaşamaktadır. Kirlian fotoğrafçılığı iyileştirme esnasında şifacının ellerinde gerçekten bir şeylerin olduğunu kanıtlayarak yeni ufuklar açmıştır. Şifacının pozitif olarak şifayı düşünmesi esnasında ellerinden alınan kirlian fotoğrafları, vücut güçlerinin karakterinin değişerek çok daha aktif hale geldiğini göstermektedir. Başta, ellerde olmak üzere bedene akan enerji apaçık kendini olağan üstünlükle belli etmektedir. Bütün dünyada insanlar şifa verici güçlerin etkili olduğunu bilmesine rağmen hala ortodoks bilim ve tıp dünyasında pek ilgi görmemektedir. ABD’de tıp mesleğindekilere ve kilise rahiplerine iyilestirme izni verilmiştir ama bunlar dışındaki şifacılara hastaya dokunma izni dahi verilmemektedir. Avrupa kıtasında özellikle Almanya’da konuya büyük bır alaka vardır. Ama bazı ülkelerde yazılı olarak belirtilmeden müsade edilmişse de genelde Kıta Avrupasında yasadışı kabul edilmektedir. İngiltere de şifacılık konusunda resmi düzenlemeye sahiptir ve günümüzde 6000 ‘e yakın şifacının uygulamada bulunduğu tahmin edilmektedir. Bir bu kadar hatta bundan da fazla şifacı ABD’de mevcuttur, fakat bunların çoğu İngiltere de olduğu şekilde nitelendirilmemektedir. Zihin davranış kontrolu gibi diğer tedavi uygular gözükerek çalışmaktadırlar. Aromaterapi, Akupressür, Şhiatsu, Reiki gibi tedaviler. Taş terapi, Renk terapi gibi tekniklerin uygulanması ile şifa çalışmaları yapılmaktadır. Amerika’da Manevi Şifacılar Federasyonu mevcuttur. 
                       Her Şifa Tekniği Reiki midir ? 
Günümüzde 30 farklı Reiki çeşidi mevcut. Bunlar branşlara ayrılıyor ve sürekli olarak aktarımı sağlanıyor.Dr. Usui’ye bu şifa tekniği bahşedildiği zaman, Reiki sözcüğü Japonya’da zaten kullanılıyordu. Dr. Usui ayrıştırmayı sağlamak için kendi tekniğine “Reiki” değil, “Usui Reiki Ryoho” adını verdi. Bu tekniğe benzeyen, ama farklı titreşim ve etkilere sahip olan başka şifa yöntemleriyle birlikte tümünün Reiki olarak kabul edilebileceği artık anlaşılmıştır. O halde Reiki tekniği nedir, ne değildir? Bunun için 4 nitelik belirtilmiştir; 1.Reiki aktarabilme yeteneği: Uyumlanabilmeden kaynaklanır. Egzersiz yapmak veya zaman içerisinde bu yeteneği geliştirmek şeklinde işlememektedir. 2.Tüm Reiki teknikleri bir silsilenin parçasıdır. Öğreticiden öğrenciye uyumlama (inisiyasyon) yoluyla geçer ve ilk kanal olandan başlar. 3.Kişinin düşünce yoluyla enerjiye yol göstermesi gerekmez. Enerji Tanrı katından kaynaklanır. Ne tür bir titreşim veya titreşim bağlantısı gerektiğini “O” gösterir. Şuurlu bir enerjidir. 4.Olumsuz hiçbir yönü yoktur. Asla zarar vermez. Bir şifa tekniği bu dört özelliğe sahipse, Reiki olarak adlandırılabilir.